Virüsler evrim geçiriyor, Peki ya biz? Salgın sonrası hazırlıksız yakalanma riski

27 Aralık Uluslararası Salgına Hazırlık Günü, pandemi sonrası dönemde salgın risklerinin tamamen ortadan kalktığına dair oluşan algının yeniden sorgulanması gerektiğini hatırlatıyor. Son dönemde hem dünyada hem de Türkiye’de solunum yolu enfeksiyonlarının daha ağır seyretmesi, hazırlıklı olmanın gerekliliğini koruduğunu ortaya koyuyor.
Pandemi sonrası oluşan rahatlama duygusu, salgın risklerinin tamamen ortadan kalktığı algısını güçlendirdi. Ancak paylaşılan güncel veriler, solunum yolu enfeksiyonlarının etkisinin sürdüğünü ve hastalık seyrinin daha yıpratıcı olabildiğini ortaya koyuyor.
Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Ofisi’nin geçtiğimiz haftalarda yaptığı bilgilendirmede, birinci basamakta influenza test pozitifliğinin Avrupa genelinde yüzde 17 seviyesinde olduğu ve influenza sezonunun geç Aralık–erken Ocak döneminde zirve yapabileceği paylaşılıyor¹. DSÖ Avrupa açıklamasında influenza aktivitesinin bu yıl daha erken başladığı ve daha yoğun seyrettiği belirtiliyor. Bölgedeki ülkelerin yarısından fazlasında influenza aktivitesinin “yüksek” ya da “çok yüksek” seviyede raporlandığı vurgulanıyor².
Türkiye’deki tablo da bu verilerle paralellik gösteriyor. Solunum yolu enfeksiyonlarının hem sıklığı hem de şiddeti açısından dikkat çekici bir tablo oluştuğunu belirten Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Deniz Dazkır, hastalıkların artık daha uzun sürdüğüne ve iyileşme sürecinin uzayabildiğine dikkat çekiyor.
Dr. Dazkır, “Hastalar sıklıkla ‘Eskiden birkaç günde geçiyordu, şimdi haftalarca sürüyor’ şeklinde geri bildirimlerde bulunuyor. Bu durum, salgınlara hazırlık konusunun hala güncelliğini koruduğunu gösteriyor” diyor.
Pandemi sonrası dönemde artan seyahat, kalabalık yaşam alanları ve kapalı ortamlarda geçirilen sürenin bu tabloyu etkileyen faktörler arasında yer aldığı belirtiliyor. Virüs dolaşımının devam ettiği bu dönemde bireysel farkındalık daha da önem kazanıyor.

Salgınlar artık uzak bir ihtimal değil
Dolaşımdaki virüs çeşitliliğinin arttığını belirten Dr. Deniz Dazkır, tek bir etken yerine birden fazla solunum yolu virüsünün aynı anda görülebildiğini ifade ediyor. Dr. Dazkır, “Bugün karşı karşıya olduğumuz risk yalnızca tek bir virüs değil. Aynı dönemde birden fazla virüsün dolaşımda olması, hastalıkların daha yıpratıcı hissedilmesine neden olabiliyor” ifadelerini kullanıyor.
Korku haberleri hastalıktan daha hızlı yayılıyor
“Yeni virüs” ve “yeni varyant” başlıklarının sıklaşmasının toplumda kaygıyı artırdığına dikkat çeken Dr. Dazkır, bilgi kirliliğinin sağlık açısından ayrı bir risk oluşturduğunu söylüyor. Dr. Dazkır, “Yanlış bilgi, yanlış davranışı beraberinde getirir. Gereksiz panik, bilinçsiz ilaç kullanımı ve sürecin yanlış yönetilmesine yol açabilir” diyor.
Bulaş riskini azaltmak için neler yapılmalı?
Günlük yaşamda alınacak basit önlemlerin hala etkili olduğunu belirten Dr. Dazkır, kapalı ve kalabalık ortamlarda havalandırmaya dikkat edilmesi, hasta kişilerle yakın temastan kaçınılması ve el hijyeninin ihmal edilmemesi gerektiğini söylüyor.
Dr. Dazkır, semptomu olan kişilerin kalabalık ortamlardan uzak durmasının, maske kullanımının ve öksürme ile hapşırma sırasında ağız ve burnun kapatılmasının bulaş riskini azaltmada önemli rol oynadığını ifade ediyor.
Bağışıklığı güçlü tutmak neden önemli?
Bağışıklık sisteminin hastalığın seyrini doğrudan etkilediğini belirten Dr. Deniz Dazkır, bu konuda tek başına mucizevi bir yöntem olmadığını vurguluyor.
Dr. Dazkır, “Düzenli uyku, dengeli beslenme ve stresin kontrol altına alınması bağışıklık sisteminin temel yapı taşlarıdır. Aşırı yorgunluk ve uykusuzluk enfeksiyonlara yakalanma riskini artırabilir” diyor.
İlk belirtiler başladığında nasıl davranılmalı?
Hastalığın ilk belirtilerinde yapılan hataların süreci zorlaştırabildiğini belirten Dr. Dazkır, bu dönemde vücudu zorlamamak gerektiğini söylüyor.
Dr. Dazkır, “Ateş, boğaz ağrısı, halsizlik ve kas ağrıları başladığında dinlenmek, sıvı alımını artırmak ve belirtileri hafife almamak iyileşme sürecini olumlu etkiler” diyor.
Çamlıca Erdem Hastanesi’nde görev yapan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Deniz Dazkır, solunum yolu enfeksiyonlarının arttığı dönemlerde en kritik ihtiyacın panik değil hazırlık olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Korku başlıkları çok hızlı yayılıyor. Oysa salgın yönetiminde asıl ihtiyaç, doğrulanmış bilgiyle hareket etmek ve hazırlıklı olmaktır. Bilinçli davranış hem bireyi hem toplumu koruyan en güçlü basamaktır.”






