Ağız ve Diş Sağlığı

Gömük 20 Yaş Dişleri Çekilmeli Mi Çekilmemeli Mi?

Gömük kalmış yirmi yaş dişlerinin cerrahi çekimi hala günümüzde oral cerrahlar tarafından gerek hastane ortamında gerekse muayenehane pratiğinde en fazla uygulanan işlemlerden birisidir. 20. yüzyılın başlarında antibiyotikler henüz keşfedilmemişken operasyonun yan etkileri uzun uzadıya araştırılmış ve sadece hastaya çok büyük bir sıkıntı yaratacak durumda ise çekimleri planlanmıştır. 20 yüzyılın ikinci yarısından sonra diş hekimliğinde antibiyotik kullanımı yaygınlaşmaya başladıktan sonra korkulan bir operasyon olmaktan çıkmış sorun yaratan veya ileride sorun yaratabilecek yirmi yaş dişlerinin çekimi kolaylaşmıştır.

Uzm. Dr. Merih Tanyel
Uzm. Dr. Merih Tanyel

Gömük yirmi yaş dişlerinin çekim kararını almak bazen hekim için zorlayıcı olabilmektedir. Geçtiğimiz 30 yıl içerisinde yapılmış araştırmaları baz alacak olursak Amerikan ekolü ve İngiliz ekolü olarak bu konuyu iki başlık altında özetleyebiliriz. Amerikan ekolünde gömük yirmi yaş dişleri gömüklük derecelerine ve sıkıntı yaratıp yaratmayacaklarına bakılmaksızın profilaktik (koruyucu) amaçla çekilir. Bu görüş şu açılardan mantıklıdır; Gömük bir yirmi yaş dişinin hastaya sıkıntı yaratması durumunda çekim işlemi hem daha da zorlaşacak, hem de çekim işlemine kadar olan sürede ve sonrasında ki ilaç kullanımı artacaktır. Fazla ilaç kullanımının hastanın fiziki durumuna olan etkilerinin çok tartışıldığı günümüzde bu durum önem arz etmektedir. Operasyon sonrası iyileşme döneminin uzayacağı açıktır ki bu da iş gücü kaybı ile doğru orantılıdır. Gelişmiş olan ülkelerin sağlık politikaları hastalığın oluşmadan önlenmesine yönelik işlemektedir. İngiliz ekolünde ise belirti vermeyen gömük yirmi yaş dişleri sıkıntı yaratana kadar ağızda bırakılır.

Bu bilgiler ışığında gömük yirmi yaş dişlerinin hangi zamanda çekilmesi gerektiğini kısaca özetlemek istersek; bu karar ağız diş çene cerrahisi uzmanı ve hastanın birlikte tartışıp verecekleri bir karardır. Eğer yirmi yaş dişleri ergenlik döneminin başlarında dizideki yerlerini almamışlarsa ya gömük kalmışlardır ya da hiç oluşmamışlardır. Dişlerin gömük kalma nedenleri çok çeşitlilik göstermekle birlikte en fazla akla yatan ve sıklıkla karşılaşılan sebep, evrim geçiren ve yumuşak diyete alışan insanoğlunun çene yapısının küçülmesidir. Teşhis alınacak basit bir panoramik grafi ile konulur. Ağız içi muayenede o bölgede oluşan enfeksiyon, şişlik ve ağrı değerlendirilir. Panoramik grafilerde ise gömük dişin pozisyonu, önündeki dişle olan ilişkisi ve çevresinde herhangi bir patoloji olup olmadığı incelenir. Bu bilgiler ışığında, hastada antibiyotik kullanımını gerektiren şişlik ve enfeksiyon varlığında, ağrı kesici kullanımını gerektiren künt kulağa, yüze ve boğaza yayılan ağrılı durumlarda gömük dişin alınma zamanı gelmiştir. Eğer röntgende dişin çevresinde herhangi bir kistik lezyon ya da kemik erimesi saptanırsa, diş rahatsızlık vermiyor olsa dahi durumun kötüleşmesine izin verilmeden alınmalıdır.

Dişlerin sıkışıklığından dolayı oluşan bozukluklarda ortodontik tedavi öncesinde, sırasında veya sonrasında gömük dişlerin alınması gerekebilir. Bu karar hastanın  ortodontisti ve çene cerrahının ortaklaşa alacakları bir karardır.

Oluşacak enfeksiyonun hastanın hayatını tehdit edebileceği nakil hastalarında, açık kalp ameliyatı geçirecek veya geçirmiş olan hastalarda, yüksek kan şekeri olup ilaçlar ile ayarlanamayan diyabet hastalarında gömük dişler hastanın hekimi ile görüşülerek çekilebilirler.

Gebelik düşünen kadın hastalarda gebelik dönemlerinde yapılacak ağız içi girişimlerin sınırlı olması dolayısı ile gömük olan yirmi yaş dişlerin gebelikten önce çekilmesi uygun olur. Unutulmamalıdır ki gebelik dönemindeki hormon değişiklikleri ağız içinde mevcut olup sıkıntı yaratmayan bir çok patolojiyi alevlendirebilir.

İlerleyen yaşlarda ortaya çıkabilecek sistemik durumlar gömük diş ameliyatının yapılmasını zorlaştırabilirler. 35 yaşın üzerindeki hastalarda yara ve kemik iyileşmesinin gecikebileceği ve iyileşme potansiyelinin azalabileceği göz önünde bulundurulursa bu işlemin 35 yaşından önce yapılması uygun olur.

Gömük yirmi yaş cerrahisi lokal anestezi altında klinik ortamında uygulanan bir cerrahidir. Operasyonun zorluğunu belirleyecek birçok etken bulunur. Dişin gömüklük derecesi, kullanılan teknik, cerrahi ekipmanın kalitesi ve en önemlisi işlemi yapan hekimin tecrübesi operasyon süresini belirlediği gibi bu etkenler operasyon sonrasında oluşacak durumlar üzerinde de doğrudan etkilidir. Operasyon sırasında doğru bir anestezi uygulandığı takdirde hasta ağrı duymaz sadece bir baskı hisseder. Diş yerinden alındıktan sonra dikişlerle yara yeri kapatılır. Zamanın kısıtlı olduğu veya hastanın randevulara sık gelmek istemediği durumlarda hem alt hem de üst gömük yirmi yaş dişleri aynı anda alınabilir. Bu randevu sayısını azaltabileceği gibi operasyon sonrasında verilecek ilaçların daha az kullanılmalarını sağlar. Alt ve üst diş aynı anda iyileşeceği için toplam iyileşme dönemi yarıya iner.

Operasyon sonrası reçete edilen ilaçlar düzenli olarak kullanıldığında ve hekimin operasyon sonrası dönemdeki önerilerine  uyulduğu takdirde iyileşme sorunsuz gerçekleşir. Operasyon sonrası 48. saatte maksimum olan ödem, 5 gün içinde normale döner. Dikişler ise 1 hafta sonra alınır. Dikişlerin alınması ile daha da hızlanan yumuşak doku iyileşmesi  15 günde, diş çekim soketinin kemikle dolması 3. ayda tamamlanır.

Ciddi sistemik problemi olan hastalarda (kontrol edilemeyen diyabet, kalp rahatsızlıkları, kanser tedavisi, kanama ve pıhtılaşma bozuklukları, bisfosfonat ilaç kullanımı) dikkat edilmesi gerekir. İşlem hastanın doktoru ile görüşülerek belirlenecek tedavi protokolü ile yapılır ya da durumun çözülmesi sonrasına ertelenir. Hamilelik durumunda ise 2. üç aylık dönemde işlem yapılır veya doğumdan sonrasına bırakılır. Ağız içinde yirmi yaş bölgesinde tümöral bir oluşumdan şüpheleniliyor ise çekim yapılmaz.

Ciddi gömüklük derecelerinde yada alt çene siniri ile dişin yakın ilişkide olduğu durumlarda daha ileri görüntüleme tetkikleri yardımı ile problemin derecesi ve sonrasında oluşabilecek problemler belirlenir fayda-zarar ilişkisi değerlendirilir, hasta hekim işbirliği çerçevesinde dişin çekimine karar verilir.

Sağlık haberlerine hızlıca ulaşabilmek hem de destek olmak için Google News'te Sağlık News'e abone olun. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir