Girişimsel Radyoloji

Akut inme (ani felçlik, stroke) ve tedavisi

Akut inme (ani felçlik, stroke) nedir ve neden oluşur?

Akut inme (ani felçlik), özellikle ileri yaşlarda pıhtı ile beyin damarlarının aniden tıkanması ve bu nedenle beyin fonksiyonlarının bir kısmının kaybedilerek felç olunması halidir.

Akut inme (ani felçlik, stroke) sonucunda ne olur ve neden önemlidir?

Etkilenen kişilerde sıklıkla ölüme ve daha sonraki yaşamlarında bağımlı yaşamalarına yol olmaktadır. İnme halk arasında felç olarak da bilinir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük bir toplumsal sorun olan bu hastaların erken tedavisi, bu nedenle olan ölümleri ve bağımlı yaşamayı önlemek açısından oldukça önemlidir.

Prof. Dr.Erol Akgül
Prof. Dr.Erol Akgül

Akut inmeye (ani felçlik, stroke) bağlı ölümle hangi sıklıkta görülür?

Tıp alanında son yıllarda yaşanan baş döndürücü gelişmelere rağmen inmeye bağlı ölümler, bir çok ülkede 3., bazı ülkelerde ise 2. sırada yer almaktadır. Diğer taraftan sakatlığa yol açan hastalıklar açısından ilk sırada olması dikkat çekicidir. Felç sonucu kişisel mağduriyetler, aile dramları yaşanmakta ve büyük ekonomik kayıplara neden olmaktadır.

Akut inme (ani felçlik) nedenleri nelerdir?

İnme gelişen hastalarda damar tıkanıklığına yol açan pıhtı %60-70 oranında kalpteki problemlerden kaynaklanmışken, % 20-30 hastada ise boyundaki damar sertliği ve darlık gelişmiş damarlardan kaynaklanmaktadır.

Akut inme (ani felçlik, stroke) hastaları nasıl tedavi edilirler?

Bu hastalar başlangıçta sadece ilaç le tedavi edilirken 2014 ve 2015 yılında yapılan çalışmaların sonuçlarının yayınlanmasıyla girişimsel radyolojik yöntemlerin bu hastalığın tedavisinde etkin olduğu görülmüştür. Bu yöntemler, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tedavide yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Yapılan araştırmalar, inme gelişen ve hastaneye ilk 3-4 saatte gelebilen hastalarda ve ilk 6-8 saat içinde atardamar içine girilerek pıhtının mekanik olarak çıkarılmasının, emilmesinin ve pıhtı eritici ilaçlarla temizlenmesinin, sadece toplardamar veya ağız yoluyla verilen ilaçlarla yapılan tedaviye göre oldukça daha iyi olduğunu göstermiştir. Atardamara girilerek yapılan tedavi ile hasta ölümleri ve yaşayan hastaların bağımlı olarak yaşama riskleri anlamlı derecede azalmaktadır.

Bu yöntemlerin hastalarda mümkün olduğunca erken uygulanabilmesi hayati öneme haizdir. Bu nedenle toplumun bu hastalığın bulgularını iyi tanımaları ve erken reaksiyon göstermeleri gerekmektedir.

Sağlık haberlerine hızlıca ulaşabilmek hem de destek olmak için Google News'te Sağlık News'e abone olun. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir