Dermatoloji – Cilt HastalıklarıKanser & Onkoloji

Deri kanserinden korunmanın yolları

En sık görülen kanser türü olan deri kanserinin son 20 yılda, her yıl bir önceki yıla kıyasla yüzde 4 oranında arttığı biliniyor. Bunun başlıca nedenleri arasında; kanser konusunda bilinçlenmenin ve erken tanı yöntemlerinin artmasıyla daha fazla hasta teşhisi, gökyüzündeki ozon tabakasının incelmesi, güneş altında veya tenin bronzlaşması amacıyla ultraviyole ışınlarına maruz kalma ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olan kronik böbrek yetmezliği ile AIDS gibi hastalıklardaki artışlar sayılabilir.

İnsanların yaklaşık yarısında 65 yaşına kadar deri kanseri geliştiği biliniyor. Birçok deri kanseri türü bulunmakla birlikte, en sık görülen türleri sırasıyla; bazal hücreli kanser, skuamöz hücreli kanser ve melanomdur. En sık görülen deri kanseri türü, bazal hücreli karsinomadır. Melanom dışı deri kanserlerinin (nonmelanoma deri kanseri) toplumlarda görülme oranı, yüz binde 0.03-3.5 olarak bildirilmekle birlikte yıllar içinde arttığını söyleyebiliriz. Atipik benlerinde (düzensiz yapılı, riskli) ise yaşam içinde melanom gelişme riski yüzde 0.6’dır.

Belirtileri neler?
Bazal ve skuamöz hücreli deri kanserleri değişik şekillerde ortaya çıkabiliyor. Başlıca belirtisi, cilt üzerinde iyileşmeyen bir ülser, yara ya da lezyon belirmesi şeklindedir. Bu lezyonlar genellikle pembe, kırmızı ya da beyaz renkli yumuşak bir kist şeklinde olabildiği gibi; sert nodül (yuvarlak şişlik), zaman zaman kanayan bir yara ya da kist veya kırmızı renkli kuru ve egzama görünümlü bir lezyon olarak da ortaya çıkabiliyor. Genel olarak, altı ay içinde kendiliğinden iyileşmeyen bir cilt lezyonu ya da ülseri ortaya çıkmışsa deri kanseri olasılığı akıldan çıkarılmamalıdır.

Nasıl oluşuyor?
Melanom türü deri kanserleri daha önceden mevcut olan bir benin (nevüs) değişmesi sonucu belirebileceği gibi, olguların yaklaşık yarısında orta yaşlardan sonra sağlam cilt üzerinde kendiliğinden de ortaya çıkabiliyor. Melanomun başlıca belirtileri lezyonda asimetri, sınır düzensizliği, karışık renkli görünüm ve büyüklüğünün 6 mm’den fazla olması ya da hızla büyümesidir. Melanomlar çoğunlukla koyu renkli olmakla birlikte, bazı olgularda renksiz de olabiliyorlar.

Risk faktörleri neler?
Bazal ve skuamöz hücreli (yassı epitel hücreli) deri kanserlerinin ortaya çıkması için en önemli risk faktörü güneş ya da ultraviyole ışınlarıdır. Bu tür kanserler güneş ışınlarına açık baş, yüz ve boyun bölgelerinde daha sıklıkla ortaya çıkarlar. İnsan papilloma virüs (HPV) enfeksiyonları, bağışıklık sistemi baskılanması, kimyasal karsinojen madde temasları etkenler arasındadır.

Melanom gelişimi için başlıca riskler displastik benler (displastik nevüs) ve doğumsal benlerdir (konjenital nevüs). Toplumların yaklaşık yüzde 4-17’sinde bulunan displastik benlerin, çalışmalara göre değişmekle beraber yüzde 0.6-2’sinde melanom gelişebilir. Konjenital benler ise doğumda mevcut olan benlerdir ve melanom gelişme riski benin büyüklüğüyle doğru orantılı olarak artar. Kadınlarda hormonal değişikliklerin olduğu gebelik, menopoz ve östrojen hormon tedavisi gibi durumlarda da melanom gelişmesi riski daha yüksektir.

Erken tanı mümkün mü?
Tüm kanser türlerinde olduğu gibi deri kanserlerinin tedavisinin başarısı da erken tanıya bağlıdır. Bu noktada kişilerin vücudunu iyi bir şekilde gözlemlemeleri ve belirli aralıklarla hekim muayenesi oldukça önemli. Genel olarak altı ay içinde iyileşmeyen bir cilt lezyonu ortaya çıkması ya da mevcut bir benin değişmeye başlaması durumunda mutlaka hekime başvurulmalıdır.

Tanı nasıl konuyor?
Deri kanserlerinin kesin tanısı, lezyonun tamamının ya da büyükse bir kısmının biyopsisi ile mümkün oluyor. Burada hekim tarafından alınan doku histolojik olarak inceleniyor ve lezyonun türü, kötü huylu olup olmadığı ve derinliği tespit ediliyor.

Nasıl tedavi ediliyor?
Deri kanserlerinin tedavisi kanserin türüne göre değişebilmekle birlikte, amaç kanserin tamamen çıkarılması ya da yok edilmesidir. Deri kanserlerinin büyük çoğunluğu plastik cerrahlar ya da dermatologlar tarafından cerrahi yöntemlerle çıkarılarak tedavi ediliyor. Burada deri kanseri, çevresinde tümör hücreleri bırakılmayacak şekilde genişce çıkarılıyor ve yara tekrar dikilerek kapatılıyor. Ancak deri kanseri tam çıkarıldıktan sonra ortaya çıkacak alan büyükse, cilt grefti ya da lokal flep kullanılarak bölge onarılıyor ve cildin eski görünümünü kazanması sağlanıyor. Deri kanserlerinin tedavisinde kullanılan diğer tedavi yöntemleri ise kriyoterapi (dondurarak tedavi), elektrodiseksiyon (koter ile yakarak tedavi), radyoterapi, topikal kemoterapi, sistemik kemoterapi ve immünoterapidir. Melanom gibi kötü huylu deri kanserlerinin erken tanı ve tedavisinde sentinel lenf bezi biyopsisi tekniğinden de yararlanılıyor. Burada, kanserin cerrahi olarak genişce çıkarılmasına ek olarak, kanserli bölgenin boşaldığı lenf bezi radyolojik olarak ortaya konuyor ve cerrahi olarak çıkarılıp biyopsi yapılıyor. Amaç, henüz büyümemiş ancak kanserin yayılmış olabileceği lenf bezinin incelenerek erken tedavinin yönlendirilmesidir.

Tekrarlar mı?
Bazal hücreli kanserler ortaya çıktıkları bölgede tekrar belirme eğilimindedirler ve uzak organlara yayılmazlar. Skuamöz hücreli kanserler benzer seyir göstermekle birlikte, uzak organ ve lenf bezlerine yayılabilirler. Melanomlar ise ölümcül seyirli olup, erken tedavi edilmemeleri durumunda lenf bezlerine ve uzak organlara yayılırlar.

Kimler risk altında?
• Açık ten, saç ve göz rengi olanlar

• Güneş ya da ultraviyole ışınlarına fazla maruz kalanlar

• Kolay güneş yanığı gelişenler

• Çocukluk ya da ergenlik dönemlerinde aşırı güneş yanıkları geçirenler

• Ailesinde cilt kanseri öyküsü olanlar

• Çok sayıda ve değişik şekillerde benleri bulunanlar

• Bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıkları olanlar

• Akne için ergenlik döneminde radyoterapi ile tedavi edilenler

Tehlikeli Randevu

Güneş ve ultraviyole ışınlarından korunmak için özellikle yaz aylarında saat 10.00 ve 15.00 arası güneşten kaçının.

Deri Kanserinden Korunulabilir

• Güneşleniyorsanız tüm vücudunuza, güneşlenmiyorsanız vücudunuzun yüz ve el gibi dışa açık bölümlerine güneşten koruyucu faktörü 20’nin üstünde olan güneş kremi sürün.

• Yüzdükten ya da terledikten sonra güneş kremi sürmeyi tekrarlayın.

• Güneş ışınlarına uzun süre maruz kalacaksanız, geniş şapka ve uzun kollu giysiler giyin.

• Tüm cildinizi düzenli aralıklarla kontrol edin. İyileşmeyen herhangi bir lezyonun ortaya çıkması ya da mevcut bir benin değişmesi durumunda hekiminize başvurun.

• Özellikle soyulma, aşırı kızarma ve şişmeye yol açabilecek ani yanmalardan kaçının.

Sağlık haberlerine hızlıca ulaşabilmek hem de destek olmak için Google News'te Sağlık News'e abone olun. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir