Kalp ve Damar & Kardiyoloji

Hipertansiyon yaşamımızı etkiliyor!

Türkiye’de ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Hipertansiyon hastalığı giderek yaygınlaşıyor. Hipertansiyon Hastalığının görülme yaşının ciddi oranda düştüğünü kaydeden Gaziantep Özel Defa Life Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ali Kılınç, “Eskiden 35 yaşından sonra görülen Hipertansiyon hastalığı, günümüzde 20 yaşından itibaren ortaya çıkabiliyor. Beslenme alışkanlıklarımız maalesef hastalığın ortaya çıkışını etkiliyor” dedi.

Özellikle yağlı ve ağır beslenme nedeniyle ortaya çıkan Hipertansiyon hastalığına ilişkin Gaziantep Özel Defa Life Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ali Kılınç, açıklamalarda bulundu. Türkiye’de ve bölgemizde en sık görülen hastalıkların başında gelen Hipertansiyon, yaşamımızı olumsuz etkiliyor. Genetik nedenler, yağ, tuz ve şeker ağırlıklı beslenme, kilo alımı ve hareketsiz yaşam, hastalığın ortaya çıkışında büyük rol oynuyor.  Gaziantep Özel Defa Life Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ali Kılınç, Hipertansiyon hastalığına ilişkin merak edilenleri ve korunma yollarını anlattı.

Kontrol altına alınmalı

Gaziantep Özel Defa Life Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ali Kılınç, “Hipertansiyon, halk arasında tansiyonun yükselmesi olarak bilinir. Tansiyon; tam manası ise kan basıncının yükselmesidir. Kan basıncının yükselmesi vücudumuzdaki tüm organlar için çok ciddi bir problemdir. Başta kalp ve böbrek gibi organlarımız olmak üzere tüm organları etkiler, bu nedenle kontrol altına alınması gereken bir hastalıktır” dedi.

Hipertansiyonun 2 farklı türü var

Hipertansiyon hastalığının iki türe ayrıldığını kaydeden Dr. Kılınç, “Primer Esansiyel Hipertansiyon adı verilen birinci türde, hastalığın yüzde 95’i kalıtsal olarak aileden gelir. Hastanın geçmişine baktığımızda anne-baba başta olmak üzere aile içerisinde mutlaka tansiyon hastalığı vardır. Primer Esansiyel Hipertansiyon ile ilgili çeşitli teoriler var. Bu teorilerin en çok bilineni genetik olmasıdır. Ancak hastalığın ortaya çıkış nedenini tam olarak bilmiyoruz.  Sekonder Hipertansiyon dediğimiz ikinci türde ise, 18 yaş öncesi ve 55 yaş sonrası ortaya çıkan hipertansiyondur.  Sekonder Hipertansiyon türünün nedenlerini biliyoruz. Sekonder Hipertansiyonda sebepler ortadan kaldırıldığında tansiyon ortadan kalkar” şeklinde açıkladı.

Enseden gelen baş ağrısına dikkat!

Hipertansiyon hastalığının belirtilerine değinen Kılınç, “Hipertansiyon hastalarının yüzde 70’inde hastalık hiçbir belirti göstermiyor. Hastanın yüksek ancak hiçbir belirti göstermediği için kişi bundan habersizdir. Hastaların tansiyonuna bakıldığında ise tansiyonun 17-18 olduğu görülür ancak hasta olan kişide hiçbir belirti olmadığı için durum hissedilmez. Hipertansiyon belirti göstermemesi korkutucu sonuçlar doğurabilir. Beyin kanaması, kalp krizi ile karşımıza çıkabilir. Hipertansiyon hastalarının yüzde 30’luk kısmında şikayetler olur. Bu şikayetler, enseden gelen baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, dolgunluk hissi gibi belirtiler gösterebilir. En sık görülen belirti ise enseden gelen baş ağrısıdır” diye konuştu.

Hastalığın görülme yaşı düştü

Hipertansiyon hastalığının gençlerde de görülebileceğini söyleyen Kılınç, “Gençlerde görülen Hipertansiyon hastalığına, Sekonder Hipertansiyon diyoruz. Mutlaka sebebinin bulunarak ortadan kaldırılması gerekir. 18 yaşından sonra ailede genetik olarak tansiyon varsa, gençlerde de hipertansiyon görülebiliyor. Ülkemizde maalesef, Hipertansiyon hastalığına yakalanma yaşı ciddi oranda düştü. Eskiden 35 yaşından sonra görülen hastalık, 20 yaşından itibaren ortaya çıkabiliyor. Beslenme alışkanlıklarımız maalesef bunu etkiliyor” dedi.

Beslenme alışkanlıkları hastalığa davet çıkarıyor

Hastalığı önlemek için yapılması gerekenleri aktaran Dr. Kılınç, “Hipertansiyon hastalığının gelişini engelleyemeyiz ancak geciktirebiliriz. Hastalık genetik olduğunda hayatınızın bir döneminde muhakkak ortaya çıkacaktır. Kilo almayarak, yağlı, tuzlu, ağır yemekler, tatlı yemeyerek ve spor yaparak Hipertansiyon hastalığını geciktirebiliriz. Bölgemizde beslenme alışkanlıkları karbonhidrat ağırlıklı olduğu için ne yazık ki Hipertansiyon hastası sayısı her geçen gün artıyor” şeklinde konuştu.

Hipertansiyon hastaları risk altında

Covid-19 Pandemisinin, Hipertansiyon hastalarına etkisine değinen Dr. Kılınç, “Covid-19’un Hipertansiyon hastaları için ciddi bir risk taşıdığını akademik yayımlardan biliyoruz. Covid-19 virüsünün daha akciğerdeki reseptörlerini yakalayarak riski daha da yükselttiği söylendi. Bu yayınlar üzerine verilen ilaçları değiştirdik. Sonraki yayınlarda bunun çok önemli olmadığını, Hipertansiyonun tehlikesinin daha yüksek olması nedeniyle ilaçları değiştirmeyi bıraktık” diye konuştu.

Beslenme ve ilaç tedavisi çok önemli

Hipertansiyon hastalarına beslenme ve yaşam önerilerinde bulunan Dr. Kılınç, “Bir kişiye Hipertansiyon tanısı konulduktan sonra o hasta ömrünün sonuna kadar ilacını kullanmak zorundadır. Hastalar, ilacın kullanılmadığı süreçte hayatının herhangi bir döneminde böbrek yetmezliği, kısmi felç, kalp krizi ile karşılaşabilirler. O nedenle Hipertansiyon hastaları ilaçlarını kullanılmalıdır, mutlaka yaşam şekillerini değiştirmelidir. Gerekenler yapıldığında tansiyonun kontrol altına alınması daha da kolaylaşacaktır. Beslenme konusunda ise, yağlı, tuzlu yemeklerden ve tatlılardan uzak durulmalıdır. Tüketilmesi halinde çok az miktarda yenmelidir. Hipertansiyon hastalarına kesinlikle yürüyüş yapmalarını öneriyoruz. Hastalar bu şekilde hem fazla kilolardan kurtulmuş olacaklar hem de tansiyonlarını kontrol altına alabilecekler” ifadelerini kullandı.

Sağlık haberlerine hızlıca ulaşabilmek hem de destek olmak için Google News'te Sağlık News'e abone olun. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir