Kemik erimesi ( osteoporoz ) ve beslenme
Kemik doku yoğunluğunun azalması nedeniyle dayanaklığının azalması, yani kalitesinin düşmesi osteoporoz (kemik erimesi) olarak bilinmektedir. Düşük kemik kütlesi ve kemik dokusunun mikro yapısında bozulma sonucu kemik kırılganlığına yatkınlık ve kırık riskinde artış ile karakterize olan Osteoporoz ciddi ve sinsi bir hastalıktırbir hastalıktır. Bu durum yaşlılığa, menopoza ya da altta yatan bazı hastalıklara bağlı gelişebilmektedir. Erken dönemlerde genel olarak belirti vermemektedir.Özellikle menopoz sonrası kandan kemik koruyucu bir hormon olan östrojenin azalması ile kemik kaybı hızlanır. Böylece kemikler kırılgan hale gelir. Kemik kaybı sıklıkla bel kemiklerinde, el bileğinde ve kalça bölgesinde görülür. Bu bölgeler ileri yaşlarda kırıkların da sık görüldüğü bölgelerdir,Kemik erimesi olan hastalarda bel ve sırt ağrısı, boyda kısalma, omurgada fark edilmeyen küçük kırıklar, travma sonucunda özellikle el bileği, kalça kemiği ve kaburgalarda kırıklar meydana gelebilir. Kemik erimesi erken dönemde tedavi edilmediği takdirde sakatlıklara ve ölüme neden olabilmektedir.
Kemik erimesi tanısı nasıl anlaşılır?
Osteoporozda tanı kemik mineral yoğunluğu ölçümü ile konur. Bu ölçüm densitometre denen cihazlarla gerçekleştirilir. Kemik densitometresinde kalça , bel veya her iki bölgeden ölçümler yapılır. Bu tetkikin sonuçlarına göre kemik yoğunluğu değerlendirilir. Sonuçlar osteoporoz (kemik erimesi) ile uyumlu geldiği takdirde bu durumun sebebi araştırılır. Kemik erimesi yaşlılığa, menopoza, diyabet, tiroid, paratiroid hastalığına ve de pek çok endokrinolojik bozukluğa bağlı gelişebilmektedir. Bu durumun açıklığa kavuşturulması için gerekli kan tetkikleri ve görüntüleme yöntemleri kullanılır.
Kalsiyum kemik ve insan sağlığı için vazgeçilmeyen en önemli ögelerden biridir. Tıpkı su gibi sağlıklı yaşamın temel taşıdır. Doğada çeşitli kalsiyum kaynakları vardır. Bunlara ulaşmak hiçde zor değildir.Çocukluktan itibaren sağlıklı besleniyorsak Menopoz çağına kadar yaşamımızda tablet veya başka biçimde bir kalsiyum desteği gerekmez. Bütün gereksinimlerimizi doğal beslenme yoluyla alabiliriz. Ancak Menopoz çağının özellikle ilk 5 yılında beslenmeden sağlanacak kalsiyum kemiklerden olacak kayıpları tek başına karşılayamadığı için destek olarak kalsiyum tablet şeklinde alınmalıdır. Bilindiği gibi en önemli kalsiyum kaynağı harikulade bir besin olan süttür. Kuşkusuz herkes süt içemeyebilir. Fakat sütün türevleri olan peynir, yoğurt, dondurma,muhallebi vb. gibi gıdalarda da yeterli kalsiyum kesinlikle vardır. Süt içemeyenlerin bunlardan fazlaca tüketmesi şarttır. Yaşamımızın belli dönemlerinde kalsiyum ihtiyacımız değişkenlikler gösterir. Büyüme çağındaki çocuklar ve gençler, hamile ve emziren kadınlar,menopoza girmiş kadınlar hatta yaşlılarda farklı kalsiyum gereksinimleri olması doğaldır.
Menopoz sonrasında kadınların günde 1000-1500 mg. kalsiyum almaları gereklidir. Ortalama 1 bardak süt 240 mg. kalsiyum içerir. Bunu karşılamak için yaklaşık 6 bardak süt içilemeyeceğine göre açığın dışarıdan alınacak suplementler gerekebilir.Hele de süt ve süt ürünleri olmaksızın gereksiniminiz olan kalsiyum karşılıyabilmeniz mümkün değildir. Süt ürünleri kalsiyum ihtiyacınızın yüzde 77’sini sağlar. Süt aynı zamanda D vitamini de içerir.Kalsiyum içeriği açısından gelişme döneminde kemik yapısı zamanla artar ve kemikler güçlenir. Kemik içerik ve yoğunluk açısından 30’lu yaşlarda en yüksek düzeyine ulaşır.Bebeklik, çocukluk ve ergenlik dönemininde kemik mineral yoğunluğu doruk noktaya ulaşmaktadır.
Gebelik ve laktasyon döneminde artan ihtiyaçların karşılanması olası kemik erimeelrinin önlenmesi bakımından son derece önem taşımaktadır.Menopoz öncesi dönemde ( Premenopozal dönem ) de bu durum ciddiyetini korumaktadır. Erken menopoz mevcut ise kalsiyum kemik kaybını karşılamakta yetersiz kalır. Bunun en temel nedenlerinden biri de östrojen eksikliği nedeniyle kalsiyumun barsaktan emiliminin engellemesidir.Geç menopoz dönemin de ise kalsiyum desteği daha yararlı olabilmektedir..Yaşlılık dönemi süresince kalsiyum malabsorbsiyonu ve sekonder hiperparatiroidizm oluşarak kemik döngüsü hızlanabilir. Kalsiyumun serum seviyeleri ve kemik mineral yoğunluğu da analiz edilerek ve ihtiyaç varsa daha yüksek dozda tüketilmesi ile ile bun sorunların düzeltilmesi mümkündür.
Yaş Gereksinim (mg /gün)
- 0-6 ay 210
- 7-12 ay 270
- 1-3 yaş 500
- 4-8 yaş 800
- 9-13 yaş 1300
- 14-18 yaş 1300
- 19-30 yaş 1000
- 31-50 yaş 1000
- 51-70 yaş 1500
- 70 yaş üstü 1200
Aşağıda da vurgulandığı üzere özellikle yanlış ve dengesiz beslenme başta olmak üzere yapılan yaşam tarzı hataları nedeniyle zaman içinde yavaş yavaş kemik dokusu zayıflar ve yaş ilerledikçe kemikler incelir. Özellikle yaşlanma, hareket azalması, menopoz (östrojen hormonunun azalması), kalsiyum ve D vitamininden fakir diyet,ailesel yatkınlık, kısa boylu ve zayıf olmak, fiziksel aktivitenin, hareketliliğin ve egzersizin az olması, uzun süre kortizon kullanımı, tiroid bezi hastalıkları,aşırı alkol tüketimi, sigara kullanımı,kemik erimesini oluşturan önemli nedenlerden sayılmaktadır.Çocukluktan yeterli ve dendeli, çeşitli beslenme alışkanlıkları oturtularak, bu dönemden itibaren kalsiyumdan ve D vitamininden zengin beslenilmelidir. Menopozda gerekli hallerde kalsiyum ve D vitamini takviyesi alınmalıdır.
Ayrıca American Journal of Clinical Nutrition” dergisinde yayınlanan bir makaleye göre , Kanada’nın Mc Gill Üniversitesi’nden Lisa Langsetmo ve ekibinin yaptığı araştırmaya , 50 yaş ve üzerindeki 3 bin 539 kadın ile 1649 erkek katılmıştır.Kemik kırılmaları ve besin yoğunluğu arasındaki ilişkiyi inceleyen bilimadamları, menopoza girmiş kadınlardan sebze ve meyveyi çok tüketenlerde kemik kırılmalarına az rastlanmıştır. Meyve ve sebzenin besin yoğunluğunun tatlı ya da bisküvilerden daha fazla olduğunu belirten araştırmacılar, günlük tüketilen besin yoğunluğu fazla yiyeceklerin yüzde 40 artırılmasının, kadınlarda 10 yılda kemik kırılması riskini yüzde 14 azalttığını vurgulamaları son derece dikkat çekicidir. Bilimadamları, erkeklerde bu oranın daha az oluğunu bildirmektedirler.
Kalsiyum Eksikliği nasıl anlaşılır?
Kalsiyum eksikliğinde, başta kemiklerin ve dişlerin zayıflaması sonucu raşitizm, kemik erimesi ve diş çürümesi gibi sorunlar ortaya çıkar. Saç ve tırnaklarda kırılmalar meydana gelebilir. Ayrıca, eklem ağrıları, kas krampları, egzama, kalp çarpıntısı, yüksek tansiyon, sinirlilik, uykusuzluk ve depresyona hattta kilo verememeye neden olabilir. Gebelikte ve yeni doğan bebeklerde kalsiyum ihtiyacı daha fazladır. Bu nedenle, özellikle gebelikte ve bebeklerde kalsiyum ihtiyacını karşılamaya özen göstererek kalsiyum eksikliği sonucu oluşabilecek gelişim bozukluklarının önüne geçilmelidir.
Kalsiyum Fazlalığı Nelere Yol Açar?
Fazla kalsiyum alınması böbrek taşı ve kireçlenmesi, kas güçsüzlüğü, kemiklerde kireçlenme gibi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir..
Kalsiyumun En İyi Kaynakları Nelerdir?
En çok kalsiyum içeren besinler süt ve peynir, yoğurt, ayran, kefir gibi süt ürünleridir. Ayrıca, lahana ve nane gibi yeşil sebzelerde, yumurta, incir, badem, fındık, fıstık, tereyağı, pekmez, keçiboynuzu ve balık gibi besin maddelerinde bol miktarda kalsiyum bulunur..
Kemik Erimelerinin Engellenmesinde Nelere Dikkat Edilmelidir?
Kalsiyum mineralinin insan vücudunun yüzde bir buçuğunu oluşturması açısından ve de özellikle kemik oluşumu ve diş sağlığı açısından almış olduğu görevleri nedeniyle, çok fazladır. Bu nedenle insan vücudundaki kalsiyumun % 99’u kemiklerde ve dişlerde bulunur. Bunların dışında kalsiyumun, kas büyümesi ve kasların gerginliği, enerji üretimi, kanın pıhtılaşması, sinir iletimi ve kalbin düzenli çalışmasında önemli görevleri vardır. Gebelik ve doğumdan sonra süt yapımında da büyük rolü vardır. Ayrıca yeterli alınan kalsiyum kanser ve kalp hastalıkları riskini azaltır, kilo vermede de olmazsa olmaz bir mineraldir.
Kemik erimesi altta yatan bir hastalığa bağlı ise öncelikle bu hastalığın tedavisi yapılmaktadır. Güneş ışınlarından yeterince yararlanma, bol hareket ve egzersiz, kalsiyum ve vitaminlerden zengin beslenme, sigara, alkol ve kafeinden uzak durma gibi yaşam değişiklikleri önemli faydalar sağlamaktadır. Menopoza bağlı kemik erimesinin önlenmesinde ve tedavisinde hormon replasman tedavisi son derece etkindir. Bu tedavide vücutta azalan östrojen hormonu yerine konarak kemik yıkımının önüne geçilir. Ayrıca gerekli durumlarda kemik yıkımını azaltan (kalsiyum, bifosfonatlar, raloksifen, kalsitonin) ve kemik yapını arttıran (Flor, Paratiroid hormon, D vitamini) çeşitli ilaç tedavileri kullanılmaktadır.Kalsiyumdan zengin ancak az yağlı peynirler, az yağlı yoğurt, lor, kefir gibi yiyecekleri yemeli ve sütü içeren dengelenmiş bir diyet tedavisi bireyin diğer tüm bulguları da göz önünde bulundurularak uygulamalıdır.
Güneşli günlerde, açık havada yapılacak yürüyüşler D vitamini açısından faydalıdır.Ayrıca , merdiven inip-çıkma, yüzme gibi egzersizler yapılmalıdır. Mümkünse ip atlanabilir. Haftada en az 3 gün 30-45 dakikalık açık hava yürüyüşleri faydalıdır, Sigara, alkol ve kahve gibi kemik yıkımını artıran maddelerin aşırı tüketiminden kaçınılmalıdır. Bebek ana rahmine düştüğü andan itibaren ham anne adayı hem de bebeğin gereksininlerini karşılayan sağlıklı bir beslenme şekli ömür boyu sürdürülmelidir. Kilo kontrolü her yaşta olduğu gibi menopoz sonrası da sağlanmalı, menopoz sonrası mutlaka kontrollere gidilmeli ve osteoporozun erken tanı ve tedavisine imkan sağlanmalıdır.