Neden kışın Omurga Kırığı vakaları artar? İşte buzlu zeminin gizli tehlikesi

Günümüzde hareketsiz (sedanter) yaşam tarzına, yaşla birlikte kasların ve kemik kaybının hızlanmasının da eklenmesi özellikle 60 yaş üzerindeki kişilerde ciddi bir sağlık tehdidini beraberinde getiriyor: Kemik erimesine bağlı omurga kırıkları! Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ali Erhan Kayalar “Kemik erimesi olan kişilerde; bazen önemsenmeyen sandalyeden kaymalar ya da düz zeminde tökezlemeyle oluşan düşmeler 60 yaş üzeri bireylerde omurga kırıklarının en önemli nedenlerinden birini oluşturuyor. Menopozdan sonra kemik erimesinin hızlanmasıyla özellikle kadınlarda çok yaygın görülen bu sorun, küçük travmaları bile büyük bir tehdide dönüştürebiliyor” diyor. Özellikle yağışlı havalarda ve kış mevsiminde omurga kırıkları ile çok daha fazla karşılaştıklarını belirten Doç. Dr. Kayalar, kemik erimesine bağlı omurga kırıkları ve tedavisine yönelik açıklamalar yaptı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Ani başlayan bel ağrınızın şiddeti istirahate rağmen hafiflemiyor, “düşme bile sayılmaz” dediğiniz bir tökezlemede omurga kırığı teşhisi alıyorsunuz! İşte bu ve benzeri durumlarla karşılaşanların sayısı son yıllarda hızla artıyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ali Erhan Kayalar “Özellikle menopoz sonrası hızla artan kemik ve kas kaybına, hareketsizlik ve ilerleyen yaş da eklendiğinde omurga kırıkları en fazla kadınlarda görülüyor. Dünya genelinde 60 yaşın üzerinde hem kadınlarda hem de erkeklerde önemli bir sorun olan omurga kırıkları yaşam kalitesini çok ciddi oranda azaltırken, tedavide geç kalındığında başkasına bağımlı bir yaşama da neden olabiliyor” diyor. Sağlıklı bir omurga için kemik kalitesi kadar omurganın etrafındaki kasların da güçlü olması gerektiğini, bunun da temel şartının düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kayalar sözlerine şöyle devam ediyor: “Özellikle hareketsiz bir yaşam tarzının hakim olduğu son yıllarda, diz ve kalça ağrısının da çok sık görülmesi nedeniyle hareketsiz kalan birçok yaşlıda, bel kasları çok zayıflıyor. Böyle olunca omurga adeta savunmasız kalıyor ve en küçük darbede kırık oluşabiliyor. Özellikle kış aylarında ıslak ve kaygan zeminin de etkisiyle omurga kırıklarının görülme sıklığında artış yaşandığını belirten Doç. Dr. Kayalar “Kış aylarında, karlı havalarda kayarak popo üstü düşmelere ve sakrum (kuyruk sokumu kırığı) kırığına çok sık rastlıyoruz. Kaygan ve buzlu zeminde yürürken çok daha fazla dikkat edilmesi gerekir. İlaçla ve istirahatle geçmeyen kuyruk sokumu kırıklarında minimal invaziv kuyruk sokumunu çıkardığımız cerrahi müdahalelerle hastalar rahatça oturabiliyor ve yıllarca oturma simitlerine mahkum kalmıyor” diyor.

Mutlaka doktora başvurun
“Basit bir tökezleme, geçer” demeyip, istirahata rağmen geçmeyen ağrıların devam ettiği durumlarda mutlaka doktora başvurulması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Kayalar, ilaç tedavisinden fayda sağlanamadığında girişimsel ağrı işlemleri, durum daha da ciddi ise cerrahi işlemle tedaviyi gerçekleştirdiklerini söylüyor. Son yıllarda teknoloji ve tıptaki baş döndürücü gelişmeler sayesinde tedavide çok büyük ilerlemeler kaydedildiğini belirten Doç. Dr. Kayalar, eskiden bu hastalara açık cerrahi yapılırken artık kapalı ameliyatla tedavinin çok konforlu, çok daha başarılı ve çok hızlı olabildiğini vurguluyor.
Kapalı yöntemle çimento dolgusu
Omurga kırıklarının en çok bel ve sırt bileşkesinde görüldüğüne dikkat çeken Doç. Dr. Ali Erhan Kayalar tedavide yeni dönemi şöyle anlatıyor: “Bugün omurga kırıklarında artık çoğu hastada açık ameliyata gerek kalmıyor. Kırık kemik içerisine özel bir çimento benzeri dolgu maddesi veriyoruz. Bu işleme vertebroplasti diyoruz. Eğer kırıkla beraber kemiğin çöktüğü durumlar varsa önce kemiği yükseltip düzeltmeye yarayan kifoplasti tekniğini kullanıyoruz. Üstelik hastamızı tamamen uyutmuyoruz. Genel anestezi yerine sadece sedasyon dediğimiz kontrollü uyutma sağlıyoruz. Yaklaşık bir saatlik işlemle hastamız iki saat sonra kendi başına yürüyebiliyor. Aynı günün akşamı, en geç ertesi sabah taburcu oluyor.”






