Oturarak Çalışmak ve fazla kilolar Kıl Dönmesi riskini artırabilir
Halk arasında kıl dönmesi olarak bilinen pilonidal sinüs rahatsızlığına ülkemizde özellikle erkeklerde daha fazla rastlanıyor. Çoğunlukla Akdeniz havzasında yani Türkiye, İspanya, Mısır, İran, Irak, Yunanistan gibi ülkelerde görülüyor. Bu durumun sebebi bu halkların erkeklerinin hatta kadınlarının da çok kıla sahip olması şeklinde yorumlanıyor. Kıl dönmesi sorununda çeşitli ameliyat ve ameliyat dışı tedaviler bulunuyor. Ancak son yıllarda kullanılan lazer yöntemi hastaya önemli konfor sağlıyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Ediz Altınlı, kıl dönmesi ve lazerle tedavi yöntemi hakkında bilgi verdi.
Kıl dönmesinden korunmak için birkaç önemli noktaya dikkat!
Kıl dönmesi, internatal alan adı verilen kalçanın arasına yerleşmiş bir hastalıktır. Genelde oturarak çalışanlarda ve iki kalçasının derinliği fazla olanlarda yani genelde kilolu insanlarda, bölgede kıllar derinin içine girmektedir. Kıl dönmesi özellikle kuyruk sokumu, kasık ve genital bölge, koltukaltı başta olmak üzere vücudun çeşitli bölgelerindeki kılların ters dönerek cildin altına girmesi ve kıl keseceği oluşturarak apse, yara ve fistüle neden olmasıdır. Basit oturma, kalkma gibi eylemlerde rahatsızlık vermesi nedeniyle sosyal hayatı olumsuz yönde etkilemektedir. Kıl dönmesinden korunmak için kişisel hijyene önem verilmesi, fazla kilolardan uzak durulması ve fiziksel yönden devamlı aktif kalınması önemlidir.
Lazer yöntemi kıl dönmesi tedavisinde konfor sağlıyor
Kıl dönmesi konusunda günümüze kadar pek çok tedavi yöntemi kullanılmıştır. Kıl dönmesi için genel anestezi ile yapılan 1,5- 2 saatlik Limberg flep adı verilen işlemde bölge baklava dilimi şeklinde çıkartılmakta ve üzeri açık bırakılmaktır. İşlem yapılan alanın açık kalması sosyal yaşamda bazı zorluklara neden olabilmektedir. Sonrasındaki bakım süreci de büyük hassasiyet gerektirmektedir.
Geçtiğimiz yıllarda ameliyatsız yöntemlerden epsit adı verilen endoskopik pilonidal sinüs tedavisi de pek çok hastada uygulanmıştır. Bu işlemde deliklerden girilerek kamera ile içerideki kistik lezyon tamamen görülerek temizlenmektedir. Kıl dönmesinde en güncel tedavi yöntemi ise lazer tekniğidir. Kıl dönmesi olan bölge genel anestezi ile kamera görüşü altında lazerle yakılmaktadır. Atış yapılarak iki duvar birbirine yapıştırılmaktadır. En komplike kıl dönmesi vakalarında bile işlem 20-25 dakik sürmektedir. İşlem sonunda hastanın ağrısı olmamaktadır. Hastalar işlem sonrası doğrudan herhangi bir kısıtlama olmaksızın rahatça oturulabilmektedir. Diğer bütün kıl dönmesi tedavilerinde işlem sonrası bölgenin üstüne oturmak ya tamamen yasaktır, ya da belli süreler çerçevesinde buna izin verilmektedir. Lazerle kıl dönmesi işlemi sonrası ertesi gün günlük hayata dönülebilmekte ve çalışmaya başlanabilmektedir. İşlemden hemen sonra duş alınabilmektedir. İşlemden sonraki tek kısıtlama 6 hafta kadar ağır spor yapılmaması, motosiklete binilmemesi ve kürek çekme gibi sporlara ara verilmesi ile ilgilidir. Lepsitin getirdiği en büyük avantajlardan biri diğeri de işlemin tekrarlanabiliyor olmasıdır. Hastaya fazladan bir kesi yapılmadığı için işlemin tekrarlanması gerektiği durumlarda sorun yaşanmamaktadır.