Son zamanlardaki artan kadına şiddet olayları ve kadın cinayetleri

Toplumda son zamanlarda artan kadına şiddet olaylarını ve kadın cinayetleri haberlerini medyada her geçen gün daha fazla görmeye başladık. En masum, en savunmasız kadınlara hatta çocuklara dahi yönelen bu istismar ve şiddeti ne şekilde önleyebiliriz? Görüyoruz ki adalet ve ceza sistemi bu şiddeti azaltmada yeterli olmuyor.

Adaletin yetersiz kaldığını hepimiz düşünüyoruz. Ama ceza sisteminin yanında eksik kalan diğer bileşenlere de odaklanmamız lazım diye düşünüyorum. Toplumu oluşturan bireylerdeki ahlaksal çöküntü, vicdan duygusunun yok olması ve sevgi duygusunun kendisini kalpten çekmesi diğer odaklanmamız gereken noktalar.

‘’İnsan’’ nasıl bir şekilde en masum en savunmasız bir çocuğa, kadına karşı bu kadar canavarca bir duruma geliyor? Cevap olarak belki de ceza sistemine getirdiğimiz eleştirilere ek olarak toplumuzda yitip giden değerlerimize, ahlak kavramımıza, kalpten eksilen sevgiye ve yitip giden vicdan duygusuna eleştiri getirmeli ve bu oluşan çatlakları düzeltmeye bakmalıyız. Toplum olarak yaşıyoruz ve bu vahşete yönelen, şiddet uygulayan insanlar bizimle beraber yaşıyor.

Haberlerde göreceğimiz sıradaki olayın sorumlusu belki komşumuz belki sokakta defalarca karşılaştığımız bir kişi belki iş yerimizdeki çalışan olacak. Eğer bir toplumda çatlaklar artmaya başlarsa o toplum çözülür. Ve toplum kendi içinde ortak değerlere, ortak bir bilince ve toplum ahlakına sahip olamazsa yok olmaya mahkûm olur. Bu insanlar bir zamanlar çocuktu ve şimdi bu canavarca suçları işliyorlar. Çocuklarımıza güzel ahlakı, bilinci, insani değerleri öğretmek başlıca görevimiz olmalı. Olmalı ki bu çocuklar büyüyünce ‘’iyi insan’’ olsun.