Kadın Hastalıkları

Miyom Nedir: Miyomlar alınmalı mı, alınmamalı mı?

Dünyada yaşa bağlı olarak artan oranlarda 50’li yaşlardaki kadınların % 80’inde görülen ve saptanan miyomlar, bazen tedavi gerektirmiyor ve sadece takip yeterli oluyor. Ancak bazı durumlarda ortaya çıkan riskler, cerrahi ya da cerrahi dışı tedavileri gündeme getiriyor. Kadınlarda sık görülen sorunlardan biri olan miyomlar, özellikle rahmin kas tabakasından gelişen ve genellikle iyi huylu seyreden tümörlerdir. Büyük bir kısmı belirti vermediği için, doktora gidildiğinde veya tetkikler esnasında tesadüfen fark edilir. Örneğin, gebelikten korunmak veya gebelik kontrolleri için doktora muayene olmaya gidildiğinde ya da komşu organların görüntülenmesi esnasında tespit edilmesi sıkça karşılaşılan bir durum. Peki ya miyom belirtileri nelerdir?

Özellikle;

  • Kadının adet döngüsünde olağan dışı değişiklikler (adet süresinin uzaması ve kanama miktarının artması gibi)
  • Kasık bölgesinde basınç hissi 
  • Bağırsaklarla ilgili huzursuzluklar (kabızlık gibi)
  • İdrar yapmada zorlanma, sık idrara çıkma ya da idrar kaçırma
  • Sırt ve bel ağrısı
  • Ağrılı cinsel ilişki 
  • Anemi belirtileri (çarpıntı, halsizlik vb)

gibi belirtilerden söz edebiliriz. 

Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları, Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Murat Dede konuyla ilgili merak edilenleri anlattı…

Miyomun Görülme Nedenleri
Kadınlık çağının iyi huylu tümörleri olarak kabul edilen miyomlar, özellikle kadınlık hormonlarına hassastırlar. Dolayısıyla östrojen, miyomların ortaya çıkmasını ve büyümesini tetikleyen bir unsur. Bu nedenle 15-45 yaş aralığında daha sık görülürler. Tabii kadının menopoz dönemine girmesiyle, yani doğurganlık çağının son bulmasıyla birlikte miyomların da kaybolacak kadar küçülmeleri beklenir. Yani miyomların nedeni tam olarak bilinmese de, genetik yatkınlık ve özellikle östrojen hormonuyla ilişkili olduğu düşünülüyor. 

Hamilelik döneminde miyomların yerleşim yerine bağlı olarak erken doğum riskini artırabileceği ve gebeliği olumsuz yönde etkileyebileceği unutulmamalıdır. Hamileliğin 12. haftasına kadar östrojen artışı nedeniyle miyomlar hızlı bir büyüme sergilerken, neyse ki bu büyüme 12. haftadan sonra durma eğilimine girer. Tedavi ise lohusalık bitiminde hasta değerlendirilerek yönetilebilir. 

Nereye Yerleştiği Önemli 
Miyomlarla ilgili en önemli hususlardan biri de yerleşim yeridir. Kadınlarda sık görülen kistlerin yerleşim yeri yumurtalıklarken, miyomlar rahim bölgesinde görülür. Örneğin, rahmin dışına doğru ilerlemiş, etrafına bası yapmayan 7-8 cm boyutlarındaki bir miyomu takip etmek yeterli olabilirken, rahmin en iç tabakasına doğru büyümüş bir miyom, kanama riskini, anemi ve buna bağlı kalp hastalıklarını dahi tetikleyebileceği için, 1 cm bile olsa acil müdahale gerektirecektir. 

Ön Tanı Ve Kesin Tanı 

Miyomlar için ilk muayene aslında ön tanıdır. Yani hastanın anlattıkları, fizik muayenesi ve görüntüleme yöntemlerinin kullanılmasıyla ön tanı konur. Patoloji tetkikinde, miyomların iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu (sarkom) olduğu da görülerek kesin tanıya varılır. Dolayısıyla miyomun kesin tanısını patoloji uzmanı koyacaktır. 

Miyom Tedavisi

Tedavi konusunda cerrahi ve cerrahi dışı pek çok yöntemden söz edebiliriz. Eğer hastanın herhangi bir şikayeti yoksa genellikle düzenli takipler yeterli olur. Fakat acil tedaviler kapsamında kanamayla ilgili problemleri çözmek için farklı yöntemler kullanılabilir. Bunların yanı sıra tedavilerde; ağrı kesici ve iltihap önleyici ilaçlar, ilaçlı spiraller, hastada geçici menopoz etkisi yapan iğneler, doğum kontrol hapları ve moleküler düzeyde yeni grup ilaçlar da kullanılıyor. Cerrahi tarafta da uygulanan yöntemler mevcut; rahmi besleyen damarların özel yöntemlerle tıkanması (anjiyo-uterin arter embolizasyonu) ve miyomların küçültülmesi, miyomların açık ya da kapalı cerrahiyle (laparoskopi/ robotik) çıkarılması (myomektomi), hatta hastanın da isteğine bağlı olarak rahmin alınması (histerektomi) gibi. Sonuç itibariyle, kişiye özel tedavilerle miyomların kontrol altına alınması mümkündür. Dolayısıyla düzenli doktor kontrollerini ihmal etmemek önemlidir.

Miyom ameliyatı olan hastalarda miyomların tekrar etme olasılığı yüzde 10’lara yakın. Bu hastaların 10 yıllık takipleri sonucunda, yüzde 45’inin rahim ameliyatına girdiği görülmektedir. 

Miyomlarda Risk Faktörleri 

  • Siyahi ırk 
  • Yaş (+40) 
  • Erken yaşta adet görmek (10 yaş) 
  • Aile öyküsü 
  • Obezite, diyabet, hipertansiyon 
  • Daha önce doğum yapmamış olmak 
  • Geç yaşta ilk doğumunu yapmak 
  • Kahve tüketimi 

Miyomlarda Koruyucu Faktörler 

  • Geç yaşta adet görmek (16 yaş sonrası) 
  • Artmış doğum sayısı 
  • Doğum kontrol hapı kullanmak 

Multidisipliner Bir Tedavi: Embolizasyon 
Kesi, anestezi ve ameliyathane gerektirmeyen minimal bir cerrahi yöntemi olan embolizasyonda; anjiyografi eşliğinde verilen mikro kürecikler, miyomlara kan sağlayan atardamarları tıkar ve büzülmelerine neden olur. Araştırmalar, bu tedavilerle yaklaşık yüzde 70’lere varan oranlarda miyomlarla ilişkili şikayetlerin belirgin olarak çözüldüğünü gösteriyor

Sağlık haberlerine hızlıca ulaşabilmek hem de destek olmak için Google News'te Sağlık News'e abone olun. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir