Kanser & Onkoloji

Doç. Dr. Erkan ARPACI: “Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir.”

Adatıp Sağlık Grubu’na bağlı olarak Sakarya’da faaliyet gösteren Özel Adatıp Hastanesi, Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Erkan Arpacı içinde bulunduğumuz Meme Kanseri ayı sebebiyle bilgilendirmelerde bulundu.

“Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir. Sekiz kadından birinde meme kanseriyle karşılaşılmaktadır.” diyen Doç. Dr. Erkan Arpacı sözlerine şu şekilde devam etti: “Meme Kanseri kadınlarda erkeklerden 100 kat daha fazla görülmektedir. Yaşın ilerlemesiyle meme kanseri görülme oranları artmaktadır. 40-50 yaş arasında meme kanseri riski 68’de bir, 50-60 yaş arasında 35’de bir, 60-70 yaş arasında ise 28’de birdir. Günümüzde 30 yaş civarında da meme kanseri ile karşılaşmaktayız. Birinci derece akrabasında meme kanseri öyküsü olan kadınlarda aile öyküsü bulunmayanlara göre meme kanseri gelişme riski 1.5-3 kat daha yüksektir.”

Genetik testlerde BRCA 1 ve 2 mutasyon varlığının saptanmasının o ailede meme ve yumurtalık kanserine sebep olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Erkan Arpacı, “Ayrıca menopoz döneminde kullanılan hormon replasman tedavisi, 12 yaşından önce adet kanamasının başlaması, 55 yaş üstünde menopoz görülmesi (geç menopoz), hiç doğum yapmamak, ilk doğum yaşının geç olması, radyoterapi (genç yaşta göğüs bölgesine ışın tedavisinin verilmesi), obezite, kilo alımı ve alkol ile sigara tüketimi de meme kanserine yol açmaktadır.” dedi.

Meme Kanseri belirtilerine çok dikkat etmek gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Erkan Arpacı bu işaretleri şu şekilde sıraladı:

*Memede ele gelen kitle (en sık)

*Memede ağrı

*Meme cildinde değişiklik (çukurlaşma, kalınlaşma, çekinti varlığı, şekil bozukluğu)

*Meme cildinde portakal kabuğu görünümü benzeri ödem, şişlik

*Meme başında değişiklik olması (düzleşme, çekilme, kanama veya akıntı, egzema benzeri      bulgular)

*Koltuk altındaki lenf bezlerinin tutulumuna bağlı olarak koltuk altında şişlik, ödem ve ele gelen kitle

*Meme kanseri uzak organlara yayılabilir, buna metastaz adı verilmektedir. Bu yayılıma bağlı olarak kemik ağrısı, nefes darlığı, sarılık da olabilir.

Meme kanserinin taramasında meme muayenesi ve mamografinin çok değerli olduğunu ifade eden Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Erkan Arpacı, özellikle kişinin kendi meme muayenesini yapmasının önemli olduğunu, meme kanserlerinin ortalama %70’inin hastaların kendi memelerini incelemeleri sırasında bulunduğunu söyledi. Bu nedenle 20 yaşından sonra her kadının, ayda bir kez, adet bitiminden 4-5 gün sonra, ayna karşısında kendi memelerini gözlemlemesini ve elleri ile meme ve koltuk altını yoklamasını önemle tavsiye etti. Meme kanserinin erken saptanmasında önerilen bir diğer yöntemin mamografi olduğunu belirten Doç. Dr. Erkan Arpacı sözlerini şu şekilde tamamladı: “40 yaşından sonra yılda bir kez mamografi çekilmelidir. 40 yaş öncesi herhangi bir şüphe varsa meme ultrasonografisi de yapılabilir. Genç ve meme dokusu yoğun (dens) kişilerde mamografi duyarlılığı düşük olabilir, bu sebeple ultrason kontrole eklenebilir. Memede kitleden şüphe duyulduğunda meme manyetik rezonans görüntüleme de istenebilmektedir, hekim mevcut duruma göre karar vermektedir. Muayenede ele gelen kitle ile birlikte herhangi bir görüntülemede kitlenin saptanması sonucunda mutlaka o görünen kitleden biyopsi yapılmalıdır. Bazen ele herhangi bir kitle gelmez, ama çekilen filmlerde şüpheli bir kitle olabilir. Tanı için mutlaka biyopsiyle parça alınmalı patolojiye gönderilmelidir. Meme kanserinin tanısı biyopsi ile konulur.”

Sağlık haberlerine hızlıca ulaşabilmek hem de destek olmak için Google News'te Sağlık News'e abone olun. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir