Kadın HastalıklarıKanser & Onkoloji

Rahim ağzı kanserinin hpv enfeksiyonu ile ilişkisi ve aşılar

Adolesan yani ergenlik dönemi 11-18 yaş arası hatta bazı araştırıcılara göre 20 yaşına kadar olan dönemdir. Bu dönemde hem vücut hem üreme organları hem de ruhsal gelişim tamamlanır. Koruyucu hekimlik açısından da bazı hastalıkların önlenmesini gerektiren bir dönemdir.

Örneğin beslenme tarzında kalsiyumdan zengin gıda almanın iyi kemik oluşumuna neden olarak ileriki dönemde osteoporozun önlenmesi sağlanabilmektedir. Yine obezitenin ( aşırı kiloluluk) engellenmesi, gerektiğinde tedavisi, kalp ve dolaşım sistemi ile ilgili hastalıklar, adet düzensizlikleri, infertilite hatta ileri yaşlarda gelişebilecek endometrium kanserinin önlenmesi sağlanabilmektedir.

Bunun yanı sıra hastalıklardan korunmada yine üzerinde durulması gerekli bir durumdur.

İşte bu noktada aşılar çok önemlidir. Çocukluk döneminden başlayarak yapılan çeşitli aşıların yanı sıra son yıllarda ve ülkemizde özellikle son günlerde önem kazanan bir aşı da HPV aşısı dediğimiz ve HPV virüsüne karşı geliştirilen aşıdır.

Adından da anlaşılabileceği gibi bir virüs enfeksiyonudur; özellikle üreme organlarında nadiren ciltte ve bu enfeksiyonu taşıyan annelerden doğan bebeklerde enfeksiyon yapabilmektedir. Bu enfeksiyonun sonuçlarından biri de serviks yani rahim ağzı kanseridir.

Rahim ağzı diğer bir deyimle serviks kanseri tüm dünyadaki kadınlarda görülen kanserler arasında meme kanserinden sonra ikinci sırada yer almaktadır. 2006 verilerine göre geride bıraktığımız yıl içerisinde tüm dünyada 500 bin yeni serviks kanserli kadın olduğu ve bunlardan da yarısından fazlasının kansere bağlı nedenlerden öldüğü kaydedilmektedir.

Gelişmiş olan ülkelerde serviks kanserine yönelik tarama programları örneğin vajinal smear testinin yapılması yaygınlık kazanmıştır.

Prof. Dr.Sevim Cengiz

Böylece serviks kanserine neden olma potansiyeli taşıyan kanser öncesi lezyonların tespit ve tedavi edilmesi sayesinde kanser ve kansere bağlı ölüm oranlarında belirgin azalma sağlanmıştır. Buna karşın geri kalmış ülkelerde ve gelişmekte olan ülkelerde serviks kanseri kadın sağlığını hala ciddi oranlarda tehdit etmektedir.

Serviks kanseri önlenebilir kanser modeli için iyi bir örnektir. Vücudun diğer bölgelerinden farklı olarak serviks muayene sırasında direk olarak gözlenebilen ve örnek alma imkanının olduğu bir yapıdadır. Serviks kanserli kadınların neredeyse tamamında (%98-100) serviksten alınan örneklerde HPV virüsünün bulunduğu kanıtlanmıştır.

HPV enfeksiyonu ile serviks kanseri arasındaki ilişkinin, sigara ile akciğer kanseri arasındaki ilişkiden daha belirgin olduğunu ifade etmek konunun önemini vurgulayan çarpıcı bir örnektir. HPV, insanları infekte etmek kabiliyeti taşıyan yaklaşık 200 alt tipten oluşan oldukça geniş bir ailedir. Bunlardan yaklaşık 15 inin rahim ağzı kanserine neden olduğu bilinmektedir. Bunların içerisinde de en yaygınları HPV 16 ve HPV 18 tipleridir. Bu arada şunu da vurgulamak gerekir ki HPV enfeksiyonlarının büyük bir kısmı tedavisiz olarak kendiliğinden gerileyen bir özelliğe sahiptir.

Sadece %10 vakada daha uzun süre sebat etmektedir. Yine bilinen bir gerçek kanser gelişim riski, kanser geliştirme kabiliyetine sahip virüsün uzun yıllar servikste infeksiyona neden olmasıdır. Bunun yanı sıra bağışıklık sistemi, sigara kullanımı, genetik miras gibi diğer risk faktörlerinin devreye girmesiyle ortaya çıkmaktadır.

İşte burada HPV aşısı ve koruyuculuk çok önemlidir. Bu aşılar ile yapılan klinik çalışmaların büyük bir kısmında aşının, içerdiği HPV tipine karşı yüksek oranda koruyuculuk sağladığı gösterilmiştir. Günümüzde bu konuyla ilgili geliştirilmiş iki farklı HPV aşısı bulunmaktadır, iki aşıda piyasada bulunmaktadır.

Yapılan çalışmalarda aşının çocukluk ve genç kızlık döneminin ilk yıllarını kapsayan bir dönemde yapılması önerilmektedir. Bu da 9 ile 26 yaş arasıdır. Ancak en uygun yaşın 11-12 yaş olduğu ifade edilmektedir. Yani bağışıklığın yüksek oranda kazanıldığı ve uzun sürdüğü yaş dönemidir bu yaş. Bu demek değildir ki çocuklarımız erken yaşta cinsel yaşama başlıyor onun için onları HPV enfeksiyonundan ve serviks kanserinden korumak için aşı yaptıralım.

Böyle düşünmek yanlış bir ifade olur. Koruyuculuğu yani immünitenin gelişmesi için en uygun yaş adolesan dönemi içerisinde özelikle 11-12 yaş civarıdır. Ancak 26 yaşına kadar da yapılabilir yani geç kalınmış sayılmaz. Daha sonra kaç yaşında olursa olsun cinsel yaşamı başlayınca gençlerimizi ve kadınlarımızı bu enfeksiyon ve enfeksiyonun oluşturduğu rahatsızlıklar özellikle de serviks kanseri açısından korumuş olacağız. Aşı canlı virüs içermemektedir, DNA sı olmayan virüs benzeri partiküller içerdiğinden vücuda girince bunu virüs gibi algılayıp buna karşı bağışıklık oluşmaktadır.

Dolayısıyla ciddi yan etkileri olmamaktadır. Sadece lokal reaksiyona neden olabilmektedir. Bu nedenle de önerilmesi ve desteklenmesi gerekmektedir. Aşının yapılması demek her kadının en az yılda bir kez kadın doğum muayenesinden geçmesi ve vaginal smear alınması önerimizin rafa kaldırılması demek değildir. Aşılı olsun olmasın her kadının en az yılda bir kez muayenesi ve önemli testleri yaptırması gerekmektedir.

Sağlık haberlerine hızlıca ulaşabilmek hem de destek olmak için Google News'te Sağlık News'e abone olun. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir