Göğüs Hastalıkları

Öksürük ve Tedavisi

  1. Öksürük için evde neler yaparsak iyi gelir?

Öksürük ilk başladığında evde alınabilecek basit tedbirler şunlardır:

  • Öncelikle bol ılık su içilmesi gerekir, sekresyonların yumuşamasını sağlayan en iyi tedavi bol su içilmesidir, ancak soğuk değil ılık su içilmesi uygundur. Günlük en az iki, içilebiliyorsa daha fazla ılık su önerilir.
  • Öksürük gece artış gösteriyorsa-ki özellikle ilk yatışta geniz akıntısına bağlı artabilir-yatağın başı yükseltilmeli, gerekirse çift yastıkla yatılmalıdır.
  • Burun mutlaka açık tutulmalıdır. Burun tıkalı kalırsa ağızdan nefes alınacak ve boğaz kuruyarak öksürük daha da artacaktır.
  • Öksüren kişinin kendisi sigara içiyorsa içmemesi, kendisi içmiyorsa da yanında içilmemesi ve bu dönemde her türlü keskin kokudan uzak kalması uygun olacaktır.
  • Yine ağır efor öksürüğü tetikleyebilir, öksürüğü olan hasta ağır efordan kaçınmalıdır.
  • Öksürüğün nedeni reflu ise buna yönelik tedbirler alınmalı, tanı daha önceden konulmuşsa hekim bilgilendirilip tedavi gözden geçirilmelidir.
  • Öksürük ÜSYE sonrasında 2 haftayı geçiyorsa ve/veya artıyorsa mutlaka hekime başvurulmalıdır.
  • Öksürük kesici ilaçların kendi başına hasta tarafından kullanılması uygun değildir, mutlaka hekim gözetimi altında kullanılmalıdır. Kaldı ki günümüzde öksürük kesici ilaç kullanım alanları çok kısıtlı olup, öksürüğü kesmekten çok nedene yönelik tedavi uygulanması tercih edilmektedir.
  1. Öksürük nasıl tedavi edilir?
Uzm. Dr. Sevin Karalar
Uzm. Dr. Sevin Karalar 

Öksürük ancak nedene yönelik tedavi uygulanırsa geçer. Astım hastalığına bağlı gıcık tarzı öksürük söz konusuysa sıkça karşılaştığımız gibi antibiyotikler, öksürük şurupları kullanmak yararsızdır. Yapılması gereken göğüs hastalıkları uzmanı bir hekimin önerileri doğrultusunda astımın düzeyine göre tedavisini düzenleyip, takibe almaktır. Reflüye bağlı öksürük varlığında hasta gastroenterolojiye yönlendirilmeli ve gerekli görülen tetkiklerin ardından tedavi edilmeli ve takip konunun uzmanı hekimce uygulanmalıdır. Yine hastanın beslenme konusunda bilgilendirilmesi önemlidir. Öksürüğe yol açan hastanın kullandığı tansiyon ilacı da olabilir, bu durumda ilacın değiştirilmesi ile öksürük kesilecektir. Ancak bazen tedavinin kesilmesinden 3 ay sonrasına kadar öksürük uzayabilir, bu konuda hasta bilgilendirilmelidir. İnterstisyel fibrozis dediğimiz akciğerlerde esnemede kayıpla giden durumda ise göğüs hastalıkları hekiminin takibinde gerekli tedavi uygulanmalıdır. Yine geniz akıntısına bağlı öksürük alerjikse alerji açısından nedene yönelik tedavi, kemik eğriliği gibi cerrahi gerektiren bir durumun varlığında KBB müdahalesi ile cerrahi tedavi planlanması uygun olacaktır. Bazen de psikojenik öksürük dediğimiz, fiziksel bir nedene bağlı olmayan öksürükler karşımıza çıkabilir. Diğer tüm nedenler ekarte edildikten sonra yani hastanın muayene bulguları, akciğer grafisi, solunum fonksiyon testler, KBB muayenesi, reflü yönünden değerlendirilmesi bir patoloji ortaya koymadığı halde gıcık öksürük devam ediyorsa hastanın öyküsü de psişik öksürüğü düşündürüyorsa bu durumlarda psikiyatri konsültasyonu istenmesi yararlıdır.

  1. Öksürüyorsak ne zaman doktora gitmeliyiz?

Öksürükle birlikte balgam varsa ve balgam sarı yeşil renkli koyu kıvamlı ise beraberinde ateş varsa mutlaka doktora gitmeliyiz. Çünki bir pnömoni yani zatürre atlanmamalı, hekim tarafından hastanın alt solunum yolları da muayene edilmelidir. Öksürükle birlikte kanlı balgam çıkıyorsa hemen zaman geçirmeden göğüs hastalıkları hekimine başvurmalıyız. Bu durum basit bir burun kanaması ya da sinüzit sonrası geniz akıntısına bağlı kanama olabileceği gibi çok daha ciddi bir nedene bağlı olabilir. Akciğerde tümöral bir kitle ya da tüberküloz yani verem ya da bronşektazi veya akciğer embolisi dediğimiz, akciğer damarına pıhtı atması söz konusu olabilir ve bu durumların hepsi oldukça ciddi tedavi gerektirir. Bunun dışında uzun süren her öksürük araştırılmalıdır. 2 haftayı geçen öksürüklerde mutlaka hekime başvurulmalıdır. Viral ÜSYE sonrası gelişen bronş hiperreaktivitesi – havayolu ödemi – uzun süren kuru öksürüğe neden olabileceği gibi, hafif astımın tek bulgusu da uzun süreli öksürük olabilir. Yine interstisyel fibrozis dediğimiz akciğerlerde esneklik kaybıyla giden durumda da uzun süreli öksürük söz konusu olup, erken dönemde sadece efor sırasında görülür. Yani eforla olan öksürük varlığında da hekime başvurulmalıdır. Özetle öksürük pek çok ciddi rahatsızlığın bulgusu olabilir, uzun süreli öksürük mutlaka araştırılmalıdır.

  1. Öksürüğün sebepleri nelerdir?

Öksürük çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Öksürüğün nedenini saptamak için ayrıntılı öykü alınması, öksürüğün süresi, karakteri-yani balgamlı olup olmadığı önemlidir. Ayrıca öksürüğü tetikleyen faktörler, eşlik eden yakınmalar bilinmelidir. Bütün bu bilgiler değerlendirilerek öksürüğün nedeni belirlenmeye çalışılır.

*Soğuk algınlığı- en sık görülen öksürük nedeni olmakla birlikte kısa sürede genellikle düzelir.

*Astım- Uzun süreli öksürük yakınmasının en sık nedeni astımdır. Bazen astımın erken dönem bulgusu gıcık öksürüktür ve hastanın başka hiçbir şikayeti yoktur. Özellikle 3 haftayı geçen kuru öksürük yakınması varlığında hastanın göğüs hastalıkları bölümüne başvurması ve astım açısından değerlendirilmesi, muayenesi ve solunum fonksiyon testi yapılması gereklidir. Keskin kokularla, soğukta, eforla öksürüğün tetiklenmesi astımı destekleyen bulgulardır. Yine gece artan öksürük astım hastalığını ön planda akla getirmelidir.

*Kronik üst hava yolu öksürük sendromu dediğimiz, üst solunum yollarında kronik sinüzit, alerjik rinit gibi durumlara bağlı geniz akıntısı kuru öksürüğe yol açabilir. Daha çok alerji hastalarında görülen bir durumdur.

*Gastroözofajyal reflü–Kronik öksürük şikayeti olan hastaların önemli bir bölümünde neden GÖR’dür. Öksürük genellikle yemekten birkaç saat sonra başlar. Bazen gece yattıktan sonra da ortaya çıkabilir. Öksürüğe, midede yanma ekşime, ağza acı su gelmesi göğüste yanma hissi, ses kısıklığı eşlik edebilir.

*Astım hastalarının %50-90’da reflü olduğu saptanmıştır. Yani astımlı kişilerde reflü normalden daha sıktır. Bunun nedeni astımın mide başını saran kasları gevşetmesidir. Bu durumda midedeki asitli içeriğin yemek borusuna kaçışı kolaylaşır. Ayrıca günümüzde hava kirliliği, katkı maddeleri, GDO’lu gıdalar vb. birçok nedenle  tüm dünyada alerji ve astım görülme hızı giderek artmaktadır. Bu nedenle özellikle astım reflü birlikteliğinin gözden kaçırılmaması gereklidir.

*Sigara

*Ülkemiz koşullarında tüberküloz yani verem- 2010 yılında ülkemizde 16.500 kayıtlı tüberküloz hastası saptanmıştır. Verem belirtileri özellikle akşama doğru yükselen ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, iştahsızlık ve halsizliktir.  iki haftadan uzun süren öksürük, balgam çıkarma, değişken miktarlarda kan tükürme, göğüste ağrı ve nefes darlığıdır. Yakınmalar genellikle hafif başlar, yavaş ilerler. Hastalar bu yakınmaları başka nedenlere bağlayabilir ve doktora geç gidebilir. Bu nedenle özellikle yakınlarında tüberküloz olan, yani temasöyküsü olan öksüren hastaların bu yönde değerlendirilmesi de önemlidir. Ki hastaların ev içi temaslılarına VSD.lerde tarama yapılmaktadır ancak taramada sorun olmayıp, sonrasında yakınması olan hastalar için daha uyanık olunması önemlidir.

*Difüz interstisyel akciğer hastalığı yani akciğerlerde esneklik kaybı, fibrozis

*ACE inhibitörü tansiyon ilaçları

*Plevra-akciğer zarı- hastalıkları

*Mediasten hastalıkları

*Dış kulak yolu hastalıkları

*Psikojenik

  1. Öksürük bulaşıcı mıdır?

Öksürük bir enfeksiyondan kaynaklanıyorsa enfeksiyonun bulaşmasıyla çevredeki bireylerde de ortaya çıkabilir. Bu öksürüğün bulaşmasından değil enfeksiyonun bulaşmasından kaynaklanır. Özellikle çocuklar ve yaşlılar ile alerjik bünyeli bireyler, kronik akciğer, kalp, böbrek hastası olanlar, diabetikler, kemoterapi, radyoterapi alan immunsüprese bireyler her türlü enfeksiyona özellikle de solunum yolları viral ve bakteriyel enfeksiyonlarına daha duyarlı olduklarından kış aylarında salgınlardan daha çabuk etkilenirler. Dolayısıyla öksürük yakınmaları da olabilir. Yine tüberküloz verem hastalığı da bulaşıcı olduğundan bu hastalığın bulaştığı kişilerde de öksürük olur.

KURU ÖKSÜRÜK VE TEDAVİSİ**

  1. Kuru öksürük nasıl tedavi edilir?

Kuru öksürüğün tedavisi nedene yönelik olmalıdır. Başlıca kuru öksürük nedenleri, astım, üst solunum yolu problemlerine bağlı geniz akıntısı ve reflüdür. Astım hastalığına bağlı kuru öksürük varlığında astımın düzeyine göre tedavi düzenlenmeli, gerekli dozda bronkodilatatör yani bronş genişletici ve antienflamatuar yani koruyucu ilaçlar verilmelidir. Ayrıca hasta hastalığı ve tedavinin detayları hakkında bilgilendirilmeli, ilaçlarını gerekli süre ve dozda kullanması sağlanmalıdır. Yine geniz akıntısına bağlı kuru öksürük alerjikse alerji açısından nedene yönelik tedavi uygulanmalı, alerji testleri sonucu ve hastanın yaşı, solunum testleri ve diğer klinik bulguları immunoterapi dediğimiz aşı tedavisine uygunsa hastaya immunoterapi yani aşı tedavisi yapılmalıdır. Kronik sinüzit varlığında kulak burun boğaz uzmanı denetiminde uzun süreli antibiyotik tedavisi; burun içi polip, burun kemiğinde eğrilik gibi cerrahi operasyon gerektiren bir durumun varlığında KBB müdahalesi ile cerrahi tedavi planlanması uygun olacaktır. Reflüye bağlı kuru öksürük varsa hasta gastroenterolojiye yönlendirilmeli gerekli görülürse endoskopi yapılmalı ve tedavisi düzenlenmelidir. Yine hastanın beslenme konusunda bilgilendirilmesi önemlidir. Bazen de kuru öksürüğe yol açan hastanın kullandığı tansiyon ilacıdır. Bu durumda ilacın değiştirilmesi öksürüğün düzelmesi için yeterli olacaktır. Bazen de psikojenik öksürük dediğimiz, fiziksel bir nedene bağlı olmayan öksürükler karşımıza çıkabilir. Diğer tüm nedenler ekarte edildikten sonra kuru öksürüğü açıklayacak başka bir fizyolojik sebep ortaya konamadı ise ve hastanın öyküsü de psişik öksürüğü düşündürüyorsa bu durumlarda psikiyatri konsültasyonu istenmesi uygundur.

  1. Kuru öksürük neden olur?

Öksürük, solunum sistemine yabancı ve zararlı cisimlerin alınmasını engelleyen, aşırı sekresyonları havayollarından atarak akciğeri koruyan bir mekanik savunma bariyeridir. Kuru öksürük diye tanımlanan öksürük genellikle balgamın çıkmadığı, ya da çok az yapışkan balgamın zorlanarak çıkartılabildiği öksürük şeklidir. Genellikle nöbetler halinde gelir, hastayı yoran bir öksürüktür. En sık karşılaşılan kuru öksürük nedenleri üst solunum yolları problemlerine bağlı geniz akıntısının tetiklediği öksürük, astım ve reflüye bağlı öksürüktür. ÜSYE sırasında geniz akıntısı az ve yapışkan ise kuru öksürüğe yol açabilir, sonrasında hava yolu hiperreaktivitesi dediğimiz bronşların iç yüzünü döşeyen zarda ödem ile giden astım benzeri tablo gelişirse bu durum da uzun süren kuru öksürüklere neden olabilir. Bir diğer kuru öksürük nedeni astımdır. Bazen astımın tek bulgusu- özellikle hafif astımda- uzun süreli kuru öksürük olabilir. Kuru öksürüğün gece artış göstermesi, eforla, keskin kokularla tetiklenmesi, tozlu ortamda, nemli ortamda ya da mevsim değişimlerinde alevlenmesi astımı düşündürür. Bunun dışında en sık kuru öksürük nedenlerinden biri de reflüdür. Beraberinde midede yanma ekşime, göğüs arkasında acıma hissi olabilir. Yemeklerden sonra öksürüğün artıyor olması, gece yatınca artması reflü akla getirmelidir. Ayrıca ülkemiz koşullarında tüberküloz hastalığı yani verem, bazı tansiyon ilaçları, sigara, akciğerlerde fibrozis dediğimiz durum, mediasten dediğimiz her iki akciğer arasında kalan boşluğa ait hastalıklar, psikolojik nedenler vb. birçok durum kuru öksürüğe neden olabilir.

  1. Kuru öksürük nasıl önlenir?

Öksürüğün önlenmesinde öncelik nedenleri ortadan kaldırmaktır.

Örneğin astım hastalığı varlığında tetikleyicilerden uzak kalınması önemlidir. Hasta alerjikse alerjisi olan maddeye yani alerjene bağlı tedbirler alınması, evde sigara içilmemesi, keskin kokulardan uzak durulması, en önemlisi de hastanın gereken ilaçlarını gereken dozda kullanması sağlanmalıdır. Elbette bunun için öncelikle astımın erken teşhisi önemlidir. Çünki bazen astımın tek bulgusu uzun süren kuru öksürük olup, hasta göğüs hastalıkları hekimine ulaşmaz ve solunum fonksiyon testleri yapılmaz ise astım tanısı alması gecikebilir.

Benzer şekilde üst solunum yolu enfeksiyonları sonrası oluşan hava yolu duyarlılığında da astım benzeri bir tablo oluşur ve uzun süren kuru öksürüklere neden olur, bu durumda da özellikle alerjik bünyeli hastalarda erkenden havayolu duyarlılığına yönelik tedavi başlamak uzayan öksürükleri önleyecektir. Reflü açısından iyi bir öykü alınması da büyük oranda yol göstericidir. Yemeklerden sonra bazen de gece yatınca öksürüğün artışı öncelikle reflü düşündürür. Bu durumda hem gereken tedavi başlanır hem de hasta beslenme ve yaşam şekli konusunda bilgilendirilerek öksürük artışı önlenir. Yine kuru öksürük başladığında hastada kilo kaybı, gece terlemesi gibi başka bulgular da varsa mutlaka akciğer grafisi çekilerek tüberküloz yani verem olasılığı değerlendirilmeli, gerekiyorsa balgam ve kan tetkikleri istenmelidir. Bazen kullanılan tansiyon ilaçları kuru öksürüğe neden olabilir, hastanın kullandığı ilaçlar arasında buna yol açacak ilaç varsa değiştirilmesi önemlidir. Ayrıca sigara kesinlikle öksürük nedeni olup tüm bireyler için olabildiğince erken sigarayı bırakmaya teşvik edilmesi gereklidir.

  1. Fazla sigara içmek kuru öksürüğe neden olur mu?

Sigara öksürüğün en önemli nedenlerinden birisidir. Sigarada 4000 i aşkın birbirinden farklı zararlı madde bulunmaktadır. Sigara iritan bir maddedir. Dünyada en yaygın görülen madde bağımlılığı türü sigara bağımlılığıdır. Sigara içimi yaklaşık 50 kronik hastalığın, 20’ye yakın ölümcül hastalığın nedenidir. Sigaranın en iyi bilinen zararı akciğerler üzerinedir. Kronik akciğer hastalıklarının %80’den sigara sorumludur.

*KOAH’lıların %80’i sigara içen hastalardır, diğer yandan sigara içenlerin %20’sinde KOAH gelişmektedir. Sigara ve KOAH arasında doza bağımlı bir ilişki vardır, fazla sigara içenlerde KOAH gelişme riski daha yüksektir. Pasif sigara maruziyeti de KOAH gelişme riskini artırmaktadır. KOAH öksürüğün önemli nedenlerinden biridir.

*Sigara hava yollarında kalıcı hasarlar, akciğer savunma sitemlerinde harabiyet, akciğerlere yönelik tedavilerde cevapsızlık yaptığından kronik bronşit, amfizem gibi hava yolu daralmasına yol açan hastalıklara sebep olur.

*Sigara içenlerin yarısında kronik bronşit vardır. Bu hastalarda önce sabah öksürüğü ve balgam başlar, daha sonra nefes darlığı eklenir.

*Sigara astıma zemin hazırlar, astımın tedavisini zorlaştırır, ciddi astım krizlerine yol açar. Çocuk astımlılarda çevresel sigara dumanı maruziyeti en sık bildirilen havayolu iritanıdır. Sigara başta olmak üzere çevresel risk faktörleri ile temasın azaltılması, astım gelişimini önlemesinin yanı sıra, astımı olanlarda semptomların kontrol altına alınmasında önem taşımaktadır.

*Sigara yemek borusunun alt ucunun basıncını azalttığı için reflüyü arttırır. Reflü de öksürüğün önemli nedenlerindendir.

*Sigara vücudun bağışıklık sistemini baskılar, enfeksiyona zemin hazırlar. Sigara içenlerde üst solunum yolu enfeksiyonları, sinüzit, orta kulak iltihabı, akut tonsillit(bademcik iltihabı), farenjit sık görülür ve bunlara bağlı kuru öksürük yakınmaları çok sık ortaya çıkar.

*Sigara içenlerde akciğer kanseri içmeyenlere oranla 15-20 kat fazladır ve akciğer kanserinde öksürük en önemli belirtilerdendir.

İçilen her sigaranın yaşamı 5 dk kısalttığı düşünülerek esrar ve eroinden 8 kat fazla bağımlılık yapıcı etkisi olan sigaradan uzak durulması gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim.

ÖKSÜRÜK HAKKINDA MERAK ETTİĞİNİZ HER ŞEY

  1. Neden öksürürüz?

Öksürük, alt solunum yollarının kendini temizleme ve koruma amacıyla oluşturduğu refleks bir mekanizmadır. Genellikle öksürük istemsiz olarak gırtlak ve bronş ağacı arasında yer alan bronş iç yüzünü döşeyen zarın uyarılması sonucu oluşur. Hava yollarındaki sekresyon ve salgılar, yabancı cisimler, bronş dış duvarına bası yapan mekanik etkenler, nikotin, çamaşır suyu ve deterjanlar, kirli hava gibi iritan maddeler öksürük refleksinin başlamasından sorumludur. Öksürük süresine göre 3 gruba ayrılır.

*Akut Öksürük- 3 haftadan kısa süren öksürüktür. Üst solunum yolu enfeksiyonlarından soğuk algınlığı akut öksürüğün en sık nedenidir. Bununla birlikte akut öksürük alt solunum yolu enfeksiyonlarında, astımda, bronşektaziye bağlı, KOAH hastalarında alevlenmelerde, zatürrede, toksik gaz solunmasına bağlı olarak, yabancı cisim aspirasyonlarında (hava yollarına yabancı madde kaçması) ve akciğer embolilerinde de görülebilir.

*Subakut Öksürük- 3-8 hafta arasında süren öksürüktür. Bu öksürük zatürre, bronşit ve çocuklarda boğmaca enfeksiyonları sonrası sıklıkla görüldüğü gibi; enfeksiyonla ilişkisiz olarak da; üst solunum yolu öksürük sendromunda-yani geniz akıntısına bağlı- astım hastalarında, GÖR ve bronşitte de karşılaşılan uzayan ve tekrarlayan öksürüktür.

*Kronik Öksürük- 8 haftadan uzun süren öksürük olup, bu durumda öncelikle sorulması gereken hastanın sigara içip içmediği ve ACE inhibitörü grubu tansiyon ilacı alıp almadığıdır. Eğer hastanın öyküsünde bunlar yoksa o zaman kronik öksürüğe en sık yol açan üst solunum yolu öksürük sendromu -yani geniz akıntısına bağlı öksürük-, astım ve GÖR.dür.

  1. Gece öksürüğü hangi rahatsızlıkların belirtisi olabilir?
  • Gece artan özellikle de gıcık tarzı kuru öksürük öncelikle astım hastalığını akla getirmelidir. Astım hastaları genellikle gece kuru öksürük yakınmaları ile uykudan uyanırlar. Ardından nefes darlığı atakları eklenebilir. Ayrıca;
  • Kronik üst hava yolu öksürük sendromu dediğimiz, üst solunum yollarında kronik sinüzit, alerjik rinit gibi durumlara bağlı geniz akıntısı gıcık öksürüğe yol açabilir. Bu daha çok alerji hastalarında görülen bir durumdur. Son olarak
  • Gastroözofajyal reflü gece öksürüklerine sıkça yol açan diğer bir durumdur. –Kronik öksürük şikayeti olan hastaların %5-41’de neden GÖR’dür. Öksürük genellikle yemekten birkaç saat sonra başlar. Sıklıkla gece gece yattıktan sonra da öksürük ortaya çıkar. Öksürüğe, göğüste yanma hissi, ağza acı su gelmesi, mide şikayetleri, ses kısıklığı eşlik edebilir, ama şart değildir. Dikkat edilmesi gereken diğer bir konuda astım reflü birlikteliğidir. Astım hastalarının %50-90’da reflü olduğu saptanmıştır. Özellikle günümüzdeki obesite, beslenme tarzı, katkı maddeleri, GDO’lu gıdalar vb. birçok nedenle  tüm dünyada alerji ve astım görülme hızı giderek artmaktadır. Bu nedenle de astım reflü birlikteliği üzerinde durulması gereken önemli bir sorundur.
  1. Öksürük hangi durumlarda akciğer kanseri belirtisi olabilir?

Akciğer kanserinde öksürük hastaların dörtte birinde ilk belirtidir, ancak diğer şüpheli belirtiler olmadığında tek başına akciğer kanserini düşündürmez ve gözden kaçabilir. Tanı anında akciğer kanseri hastalarının %50-75’de öksürük vardır ve %25’i balgamlı öksürüktür. Özellikle kanlı balgam önemlidir. Sigara içenlerde yeni başlayan öksürük, daha önce olan öksürükte karakter değişikliği ve de öksürükle birlikte kanlı balgam varlığında öksürük sebebi olarak mutlaka akciğer kanseri düşünülmeli ve tetkik yapılmalıdır. Kişinin özgeçmişinde pasif sigara içimi, asbest, radon gibi karsinojenlere (kanser yapıcı maddelere) maruziyet var ise akciğer kanseri akla gelmelidir, yine önceki hikayesinde geçirilmiş kanser öyküsü varsa akciğer metastazı olasılığı düşünülmelidir.

Üç haftayı geçen inatçı öksürüklerde göğüs hastalıkları uzmanına yönlendirilmesi ve akciğer grafisi çekilmesi önerilir.

Sigara içen ve kanlı balgamı olan hastalarda önce akciğer grafisi çekilmesi normal olsa bile tetkiklere devam edilmesi önerilir. Kanlı balgamı olan, 40 yaşın üzerinde ve akciğer grafisi normal olan kişilerin ileri tetkiklerinde akciğer kanseri tanısı konulma oranı %3-5 olarak saptanmış olup akciğer kanserinde erken tanı çok önemlidir.

  1. Öksürürken ciğerlerim acıyor, neden olabilir?

*Öksürürken göğüste acıma genellikle kuru öksürüğe balgam çıkaramamaya bağlı hava yollarındaki ödemin yangının hasta tarafından hissedilmesidir.

*Bunun dışında bazen uzun süren ciddi öksürükler kaburgalarda çatlaklara yol açabilir, bu durumda hasta nefes alıp vermekle ciddi batma şeklinde ağrı hissedebilir. Bu durum daha çok kemik erimesi olan hastalarda görülmekle birlikte nadiren genç hastalarda da ortaya çıkmaktadır.

* Reflü varlığında öksürükle beraber asitli mide içeriğinin yemek borusu oradan gırtlağa ve hatta aspirasyonla hava yollarına geçişi ile göğüste ciddi bir yanma acıma hissi oluşabilir. Bazen bu durum o kadar ciddi olur ki hasta kalp ağrısı sanabilir.

*Bunun dışındaPnömoni (zatürre), plörezi(akciğer zarları arasında sıvı birikmesi) gibi enfeksiyon hastalıklarında göğüsde acıma hissi olabilir. Bu durumlarda göğüs ağrısı ile birlikte genellikle yüksek ateş, öksürük, balgam çıkarma gibi belirtiler vardır. Ağrı çoğu kez diğer belirtilerle birlikte ani olarak başlar ve öksürük ya da derin nefes alma sırasında, batıcı karakterdedir ve göğüs duvarının yan kısmında duyulur. Enfeksiyon hastalığının tedavisi ile birlikte kısa sürede şiddeti azalarak kaybolur.

* Akciğer embolisi nedeni ile ortaya çıkan göğüs ağrısı yine yan ağrısı şeklindedir ve genellikle ani başlar. Akciğer embolisinde göğüs ağrısı dışında, ateş, nefes darlığı, öksürük, kan tükürme belirtileri olabilir ve ortaya çıkan bu tablo genellikle hastayı acile başvurmaya zorlar. Akciğer atardamarlarının veya atardamarların dallarından birinin herhangi bir nedenle tıkanmasıyla akciğerin kan akımının kesilmesine bağlı olarak oluşur. Tıkanan damarın büyüklüğüne göre hayatı tehdit eden bir durumdur. Akciğere giden ana atardamarlardan birinde ortaya çıkabilecek bir tıkanma ani ölüme bile yol açabilir. Belirtileri ani başlayan şiddetli ve keskin göğüs ağrısıdır. Göğüs ağrısı derin nefes alma veya öksürükle artar. Akciğer embolisinin diğer belirtileri nefes darlığı, hızlı ve kısa soluk alıp verme, kalp atışlarında hızlanma, huzursuzluk ve bitkinliktir.

*Pnömotoraks(Akciğer sönmesi) bir travma ya da yaralanma sonucu olabildiği gibi birçok akciğer hastalığının komplikasyonu olarak da kendiliğinden oluşabilir. Bu durumda ani olarak öksürükle birlikte göğüste acıma hissi, ağrı ortaya çıkar, özellikle yaşlı ve altta yatan ilerlemiş akciğer hastalığı olanlarda nefes darlığı ile birlikte seyrederek hastayı acile başvurmaya zorlar.

Sağlık haberlerine hızlıca ulaşabilmek hem de destek olmak için Google News'te Sağlık News'e abone olun. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir